YAZARLAR

YARDIMA MUHTAÇ BİR İNSANIN İMDADINA KOŞMAK İNSANLIK GÖREVİDİR. 

asrın felaketi olarak nitelendirilen depremden ortada kalan enkazlar büyük bir titizlikle kaldırılıyor. Depremin enkazları temizlenirken yüreğimizde hep yine aynı umut var. Kurtulan birisi olabilir mi ? Umutlar tükenmiş olmalı ki..

YARDIMA MUHTAÇ BİR İNSANIN İMDADINA KOŞMAK İNSANLIK GÖREVİDİR. 

asrın felaketi olarak nitelendirilen depremden ortada kalan enkazlar büyük bir titizlikle kaldırılıyor. Depremin enkazları temizlenirken yüreğimizde hep yine aynı umut var. Kurtulan birisi olabilir mi ? Umutlar tükenmiş olmalı ki enkaz kaldirma çalışmaları hız kazandı.

Enkaz kelimesi TDK Sözlüğünde: ‘Yıkıntı, döküntü, çöküntü’ olarak tanımlanmış. Bu kelime her dilde hemen hemen aynı anlamı ifade ediyor. İnsana mezarı olan bir enkaz tanımı hiçbir dilde yoktur.

Depremlerin yarattığı acıyı anlatmaya gerek yok, bu herkesin bildiği ve hissettiği bir duygudur. Deprem sonrası çöken binaların altında kalan insanların yaşadıklarını düşünürsek eğer, eminim her bir insanın o anlarda yaşadığı trajedi birkaç kitapla anlatılamaz, çünkü insanoğlu çok yönlü bir varlıktır ve farklı tüm zamanlarında hep farklı bir dünyası oluşur ve o dünyanın içinde dolanır, yükselir ve iner, gezindiği alanlar o kadar geniştirki, kendisi bile hayrete düşer bu genişliği görünce. İlk çağ filozofunun insana dair söylediği, “İnsan koca dünyada bir noktadır, ama her insanın içi koskocaman bir dünyadır.” İfadesi, insanı en iyi tanımlayan veciz bir sözdür bence.

Normal zamanlarda “Sesimi duyan var mı?” cümlesini duyarsak, söyleyenin deli olduğunu düşünürüz, ama bir enkazın altından geliyorsa bu ses, ruhumuzun içerdiği tüm duygularımızla o sesin sahibi ile harekete geçer, o an öyle güçlü hissederiz ki kendimizi, hemen atılıp o tonlarca ağırlığı cılız gücümüzle kaldırmaya çalışırız. İşte bu, insanların kardeşlik duygusudur. Öyle bir duygu hissetmesek kaldıramayacağımızı bile bile hemen koşar mıyız o tonlarca ağırlığı kaldırmaya. Sınırlı gücümüzle yapabileceğimiz neyse onu yapmaya çalışırız ama o ses ömrümüz boyunca kulağımızı çınlatmaya devam eder.

YARDIMA MUHTAÇ BİR İNSANIN İMDADINA KOŞMAK İNSANLIK GÖREVİDİR. SESİMİ DUYAN VAR MI İFADESİ VİCDANIN BEKLENTİSİDİR.

Sesimi duyan var mı ?

Sorusu asrın felaketi olan depremde TV ekranlarında yankılandı. Ruhumuzu titretti ve tüm ülkeye yayıldı ve sonrasında büyük bir yas oldu. O soru acı bir çığlıkla 1999 yılında Düzce ve Gölcük depremlerinde de soruldu ama bu defa o sorunun ne olduğunu bildiğimiz için yüreğimiz ateş topuna döndü, yandıkça yandı. 6 Şubat 2023 tarihinde o soru acı feryatlarla yine soruldu. Bu seferki soru çok çetindi. 1999 yıllarının acılarını biriktirmiş bir sesti sanki bizim için…

SESİMİ DUYAN VAR MI?

Bu soruyu hep meçhul birileri soruyor, biz ise hep birlikte ve yüreğimiz yanarak cevaplıyoruz o soruyu, “Evet duyuyoruz ve buradayız, tutun elimizi, davetlimizsiniz kurduğumuz kardeşlik sofrasına. Gelin kardeş olalım, yemeğimizi paylaşalım, evimizde misafirimiz olun dercesine kucaklayan insanlık sevgisiyle.

Sevgi, mutluluk ve yemeğimiz paylaştıkça çoğalır, bereketlenir. Acılar, mutsuzluklar, korku ve endişeler paylaştıkça azalır, birlikte unutulur.

Yüreğinde acısı olan herkese evinizin kapısı açmayı unutmayın lütfen.

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL